Bihter: Senin yanında kendimi tanıyamıyorum. Behlül: Sen mi ben mi? Bihter: Seni ondan daha çok sevmiyorum ama seninle farklı. Bilmiyorum bunu sana söylemek ne kadar doğru ama… Seninle başka. Behlül: Sen, bensin çünkü. Bihter: Kendimden korkuyorum, yapabileceklerimden. Hep çok kontrollüydüm ben, hep mesafeli… Anneme bile. Aslında özellikle anneme. Onu sevgilisiyle yakaladığımı anlatmış mıydım sana? Behlül: Anneni mi? Hayır. Bihter: Hem de babam da vardı yanımda. Babamın ölümüne sebep oldu o an. Oracıkta kalp krizi geçirdi. Hastanede de öldü. Behlül: Bilmiyordum bunu. Bihter: Nereden bileceksin ki? Peyker de ben de bunu kendimize bile tekrar etmekten çekiniyorduk. Peyker zaten hiç inanmak istemiyordu. Gören ben değil de o olsaydı kafasında bile reddederdi o görüntüyü, olmamış sayardı. Behlül: Sonra? Bihter: Sonra… Ondan hep nefret ettim. Hep. Firdevs Hanım'ın kızı olmak ne demek bilmiyorsun. Hayatım boyunca ona benzemek en büyük kabusumdu. Şimdi tam anlamıyla onun kızı oldum. Behlül: Bihter… Sen o değilsin. Sen o değilsin. Bak bana. Sen Bihter'sin. Sen aşksın. Sen benimsin. Sen benimlesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.